Son dönemde internet kullanımının kitlelere yayılması, sınırları ortadan kaldırması ve büyük çoğunluğun hayatının vazgeçilmez bir parçası olması nedeniyle yaşanan bu durumun bir bağımlılık mı olduğu sorusu sıkça sorulmaya başlandı. Fakat ben konuya sadece bağımlılık ve tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık olarak bakanların bardağa sadece boş tarafından baktığını düşünüyorum. Elbette yeni dünyanın yeni alışkanlıkları, beraberinde klinik seviyede sorunları da getirebilir. Ancak bu değişim ve dönüşüm, aslında bir bağımlılıktan daha çok yeni bir insan ve vatandaşlık kavramını da beraberinde getiriyor. Bizim odaklanmamız gereken ise sadece negatif etkiler ve tedavileri değil büyük resimde insanlığın dönüşümündeki doğru tespitleri bulmak ve evrim sürecini yönetebilmektir.
İnternet Bağımlılığından Önce Dijital Vatandaşlık
Her geçen gün internetin, sosyal ağların, hayatımıza daha çok dahil görüyoruz. Sosyal medya kelimesiyle birlikte yaşıyor, sosyal medyasız bir günü büyük bir çoğunluğumuz hayal dahi edemiyoruz. Diğer yandan özüne baktığımızda gerçek hayatta yaşadığımız hikâyelerimizi, duygularımızı ve düşüncelerimizi sanal bir yansımaya çeviriyor ve kendimize yeni bir sanal kimlik dizayn ediyoruz. Bu durumun sağlıksız ve müdahale edilmesi gereken tarafları, doğal ve büyük dönüşüm sürecinin içindeki sadece bir parça.
Bu sanal dünyanın gerçek hayatlarımızı ele geçirdiğini düşünerek buna set çekmek, tedavi etmeye, ettirmeye çalışmak ve sınırlar koymak yerine aslında yapmamız gereken ilk şey bu dijital dönüşümü tanımak ve tanımlamak. “Dijital dünyanın esiri oldum” demek yerine “ben artık dijital bir vatandaşım ve bundan sorumluyum” demenin ve bu çerçeveden dijital kimliğimizi, yolculuğumuzu kontrol etmenin çok daha doğru olduğunu düşünüyorum.
Özellikle dijital ortamda attığımız her adımın kayıt altına alındığını düşünürsek kaçarak değil, daha dikkatli davranarak bu dijital kimliği yönetmek mümkün. Yorumlarımız, paylaştığımız fotoğraf ve videolar, her şeyin etkileşim ile yoğrulması, insanlar arasında bilgi aktarımının en yüksek seviyeye ulaşması, bu dünyayı daha kontrolsüz bir hale getiriyor. Bu nedenle özellikle sosyal medyada dijital bir içerik üretirken bu dünyanın kurallarını ve değişen paydaşlarını bilmek gerekiyor.
Çünkü artık sadece yaşadığımız ülkenin vatandaşı değil, devletlerin de kabul ettiği bu dijital ve sınırların ortadan kalktığı dünyanın dijital birer vatandaşıyız.
Dijital Vatandaş Kimdir?
Dijital iletişim kurabilen ve dijital okur/yazar olan, bilgi ve iletişim kaynaklarını kullanırken eleştirebilen, e-devlet uygulamalarını kullanıp, e-ticaret yapabilen, elektronik eğitim alabilen ve bu davranışlarıyla dijital mecranın etik kurallarına uyan, hak ve sorumluluklarının bilincinde olan kişidir.
Dijital Vatandaşlığı Nasıl Boyutlandırmalıyız?
Dijital Erişim Boyutu: İnternete her an, mobil veya yerleşik düzende erişimimiz söz konusu. İnternete hem bilgi hem ticari açıdan erişim olarak baktığımızda dijital bir vatandaşın erişim şeklinin bilincinde olması gerekmektedir. Dünya üzerinde internete erişimin bazı ülkeler tarafından artık insani bir hak olarak tanımlandığını gördüğümüz bu zamanda, kendi internet erişimimizin ve erişim haklarımızın farkında olmamız gerekmektedir.
Dijital Ticaret Boyutu: İnternet üzerinden para transferi, bankacılık işlemleri ve maddi hesaplarımızın yönetilebilmesiyle, ticaretin yeni bir boyut kazandığını söyleyebiliriz. Dijital vatandaşın ve kurumların yeni ticari zemini tanıması ve yeni dijital ticaret fırsatlarını ve haklarını bilerek hareket etmesi gerekmektedir.
Dijital İletişim Boyutu: İletişimin şekil ve boyut değiştirerek internet üzerinden ve özellikle sosyal ağlar üzerinden yapılması birden çok yeni iletişim platformunu da beraberinde getirmiştir. Sesli aramalar, SMS gibi platformların yerini Skype, Whatsapp veya Twitter gibi farklı platformlara bırakması yeni iletişim alışkanlıkları getirmektedir. Bu durumun farkında olmak ve en etkili, avantajlı iletişim sürecini planlamak yine dijital vatandaşlığın önemli kriterleri arasında yer almaktadır.
Dijital Okur-Yazarlık Boyutu: Dijital ortamda okur-yazarlık dijital vatandaşlığın en kritik noktalarından biri olarak karşımıza çıkmakta. Dijital araçların yaygın ve yoğun bir şekilde kullanılması, bu araçları en doğru şekilde kullanma gerekliliğini de getirmektedir. Doğru bilgiye ulaşma, yanlış bilgiyi ayırt edebilme ve doğruluğundan emin olmak ve bu bağlamda paylaşımlarda bulunmak dijital bir okur – yazarlık durumunu ortaya çıkarmaktadır.
Dijital Etik Boyutu: İnternet kullanımının fayda odaklı olması kadar etik kullanımı da büyük bir önem taşıyor. Dilin kullanımı, üslup ve diğer etik değerlerin dijital yansımaları dijital vatandaşın kimliğine yansıyan en önemli kriterler arasında. Bu açıdan bireysel etik değerlerin dijital açıdan da tekrardan yorumlanması ve üzerine düşünülmesi gerekmektedir.
Dijital Kanun: Hukuki ve kanuni süreçlerin gerçek hayatımızda oynadığı rol kadar internet ortamına özel uyarlanmış bir kurallar bütünü de mevcuttur. Yasal açıdan bu kurallar henüz başlangıç aşamasında olmakla birlikte gelecekte giderek büyük bir önem kazanacaktır.
Dijital Hak & Sorumluluklar: Bireysel hak ve sorumluluklarımızın sınırları, dijital dünyanın sınırsızlığı içerisinde yeniden tanımlanmaktadır. Bu sınırsız dünyada haklarımız ve bireysel sorumluluklarımızın farkında olmak dijital vatandaşlığımızda daha doğru sonuçlarla karşılaşmamızı sağlayabilir.
Dijital Sağlık: Özellikle fiziksel sağlık sorunlarının yanı sıra psikolojik açıdan da bazı sorunların dijital vatandaşların karşısına çıkma ihtimali, dijital sağlık boyutunun dijital vatandaşlık açısından önemini bizlere göstermektedir. Dünya sağlık örgütünün bu konudaki açıklamalarını da takip etmek ve değerlendirmek önem taşımaktadır.
Dijital Güvenlik: Güvenlik altyapısının da algısının da değiştiği bir dönem yaşıyoruz. Dijital bir vatandaşın kişisel bilgi güvenliği internet ortamının sınırsızlığı ile daha büyük bir tehdidi de beraberinde getiriyor. Hem içerik hem temas hem de ticari açıdan güvenlik riskleri taşıyan bu yeni ekosistemi güvenli kılmak için her türlü yatırım önem taşımaktadır.
Dönüşüm Başladı, Peki Ya Sen?
Yazıda yer alan her başlık dijital vatandaşlığa dönüşümümüz açısından bizlere önemli birer ipucu veriyor. Bu yeni vatandaşlığın kimliğini ise devletler değil bizzat kendimiz oluşturuyor ve içini dolduruyoruz. Dijital kimliklerimizin aslında gerçek hayatlarımızın birer yansıması olduğunu aklımızda tutarken bu yansımayı da fiziksel kimlik ve karakterlerimizi yönettiğimiz gibi yönetmemiz gerektiğini unutmamalıyız.
Şimdi kendinize şu soruyu lütfen sorun;
Dijital vatandaşlık dönüşümünüzü yönetecek misiniz? Yoksa onun esiri mi olacaksınız?